İş ya da sosyal hayatımızda farklı kültürlerden insanlarla sürekli bir arada yaşıyor ve çalışıyoruz. İletişim becerilerinin günümüzde en önemli yetkinlik haline geldiğini düşünüyorum.
Eğer karşımızdaki kişi ile etkili bir iletişim kurmak istiyorsak yapacağımız ilk iş zihnimizi odaklamak olmalı. Karşımızdaki birey ile farklılıklarımıza odaklanırsak konudan tamamen uzaklaşır ve dağılan zihnimizi toparlayamayabiliriz. Oysa, iletişimi neden kurduğumuz, neden orada olduğumuz gibi sorularla odaklanırsak zihnimizi aktif hale getirebiliriz. Karşımızdaki birey ile ortak amacımız nedir? En önemli soru budur. Bu süreçte farklılıklara odaklanırsak sonuca ulaşamayız çünkü zihin dinleme veya anlatma kavramlarından uzaklaşır. Özellikle iş arkadaşlarımız, yöneticilerimiz ya da müşterilerimizle birlikteyken “aynı iş için bir araya geldiğimizi” unutmadan, ortak paydadan ayrılmadığımızda kurduğumuz iletişim başarılı ve sonuç odaklı olacaktır.
Hepimizin tek amacı anlamak, anlatmak ve anlaşmak ise bu beceriyi kazanmak çok değerlidir. Kuvvetli bir iletişim becerisi ile almak istediğimiz sonuçlardan çok daha fazlasını edinebiliriz.
Örneğin; bir giyim mağazasında satış görevlisi, bir kafede garson ya da bir banka çalışanı olduğunuzu düşünelim. Alanınızdaki o işi tamamlamak için orada iletişime geçmeniz şarttır. İletişime geçtiğiniz bireylerin kendinizden farklı olduğu noktalara odaklanır, zihninizle bunları konuşmaya başlarsanız sonuç alamazsınız.
Ortaya” Lütfen, bir daha tekrar eder misiniz ?” “ Anlamadım bu mu? “ “ Ayyy ben sizi yanlış anladım .” Gibi diyaloglar hayatınızda çok olacaktır.
Hâlbuki o işin tamamlanması için, aynı iş için bir araya geldiğinizi hatırladığınızda zihniniz dinlemeye, anlamaya ve çözüm bulmaya odaklanacak işlerinizde kolaylaşacaktır.
Günümüzde, “AN” da olmak “AN ”da kalmak diye havada uçuşan ve sık karşılaştığımız didaktik öğretiyi size iletişim becerilerinizi geliştirmeniz için ne kadar önemli olduğunu ve nasıl başarabileceğimiz hakkında yazmak istedim. SEVGİLERİMLE .